Perşembe, Şubat 15, 2007

Süpriz;

Bugün kahvaltı yaparken(gerçi o saatte yenilen öğüne ne kadar kahvaltı denir orası şüpheli) kapı çaldı. Gelen kargoydu. Beklediğimiz bir paket yoktu o yüzden merakla kargocunun yukarıya çıkmasını bekledik. Benim ismimi söyleyince çok şaşırdım. Bir an katıldığım çekilişlerden birinden bir şeyler mi kazandım diye düşündüm. Ama gelen adidas paketiydi. İçindeNBA Stüdyo Ödüyü yazıyordu. Muhtemelen cevabı gönderip doğru yanıta bakmadığım bölümlerin birinden olabilirdi. Ya da sevgili abimin bu ödülde bir payı da olabilir :).

Perşembe, Ocak 25, 2007

Çarşamba, Ocak 24, 2007

Bugün hem İsmail Cem'i kaybettik hem de Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü. Ne kadar acı bir tesadüf.

Cumartesi, Ocak 20, 2007

500;

Bugün itibari ile blogum tıklanma sayısında 500'ü geçmiş durumdadır.
Hepimimze hayırlı olsun. :)

Salı, Ocak 16, 2007

ANILAR

Suya koydum anılarımı ve
Denize attım hepsini
Birgün ansızın karşıma çıkıp
Beni şaşırtsın diye
Dalga olsun denizde kıyıya vursun,
Yağmur damlası olup
Yanağından boynuna süzülsün
Ve kalbinde kendine bir yer bulsun diye
Ve bulut olsun gökyüzünde
Herkesin görebileceği
Herkesin sevebileceği

Pazar, Aralık 31, 2006

Yeni yıl ve kurban;

Kaç yılda bir böyle anlamlı iki gün aynı güne denk gelir bilmiyorum ve matematiksel hesaplamasını yapmadım ama güzel ve yoğun olacak gibi gözüküyor.

Buradan herkesin kurban bayramını kutlar ve sağlıklı yeni bir yıl dilerim. Umarım her şey gönlünüzce olur.

Salı, Aralık 26, 2006

Kar yağdı kış geldi;

Gerçek kış aslında şimdi başlıyor. Karın yağması, çocukların kartopu oynamasıyla ve büyüklerin onları kıskanmasıyla başlıyor. Pencere kenarlarının karın yağışını izlemek için boşaltılmasıyla, dışarıda kar yağarken evde kestane kebap yapmak için alınan kestanelerle başlıyor.

En çok sevdiğim dört mevsimden bir tanesi olan kışın gelmesi beni en çok sevdiğim diğer üç mevsimin gelmesi kadar çok sevindirdi. Sabah karın yağıp yağmadığını merak etme heyecanıyla yataktan kalktım. Ve öyleydide. Hocanın dersi erken bitirmesi kadar çok sevinmiştim karın yağmasına. Karın yağması dışarıya çıkıp ekmek almama bahane olmuştu. Çok özlemişim o küçük, temiz kar taneleri altında yürümeyi. Keyfini çıkara çıkara, yavaş yavaş yürüdükten sonra ekmeğimi alıp fakirhaneme geldim.

Akşama kadar yağsada yetersiz bulacağım halde yinede akşama kadar karın yapmasını istiyordum ve hala istiyorum. Ara ara yoğun bir şekilde yağan kar herkesin geçici bir sürede olsa mutlu olmasını sağlamıştı. Ama beni hep mutlu ediyordu.

Herkeste olduğu gibi bende de olan hiç dokunulmamış karlar basma dürtüsü beni çok farklı ve gülünç şekillere sokmuştu. Ama olsun yinede çok keyifli bir gezinti oldu. Beni şaşırtan çok değişik bir şey daha olmuştu. Dışarıya çıkınca dışarısının farkedilemeyecek kadar fazla aydınlık olduğuydu. Sanki bütün apartmanlardaki lambalar yakılmıştı ya da gece gece güneş doğuyor gibiydi. Hala şaşkınlığı atabilmiş değilim. Daha önce nasıl olmuştuda hiç farketmemiştim. Okuldan sonra eve gelince gece dışarı çıkıp karın bütün keyfini çıkaracağımı kafama koymuştum. Beklediğim saat gelince hazırlıklarımı yapıp heyecanla dışarıya çıktım. Ama bir özürüm olacak: Karlar üzerinde keyifli keyifli gezerken bir an yerdeki kar deseninin çok güzel olduğunu farkettim. Sanki dalgalanıyor gibiydi ama aslındaben çiçeklerin olduğu yere geçmiştim :( . Buradan üzerine bastığım veya basayazdığım bütün bitkilerden özür diliyorum.

Bu kadar kar muhabbetinin üzerine bir de kar hikayesi:

NOT: Buraya yazacağım hikayeyi en kısa zamanda tamamlayıp sizlerle paylaşacağım.
İzmit'te kar:

Şu sıralar İzmit'te senenin ilk karı yağıyor. Buyurun burada da ilk resimler. Ya bu blog çok iyi çalışıyor. ;)